Merhabalar. Geçtiğimiz perşembe günü, Dr. Gökçe Karaman Benli'nin Etkileşimli Kitap Okuma ile ilgili, Küçük Ağaç Psikolojik Danışma Merkezi'nde düzenlenen seminerine katıldım. Hocamızın bu konuda verdiği seminere ikinci kez katılmış oldum. Katılma sebebim, uygulama esnasında alışkanlıklar kazanmanın verdiği alışılmış hatalarım var mı yok mu anlayabilmekti. Bu açıdan değerli bir seminer oldu benim için.
Bu amacıma ek olarak Gökçe Hoca'nın üzerinde durduğu bir konu ile ilgili seminer sonrası biraz araştırma yaptım ve kütüphane kültürümüz olmadığını fark ettim. Kendimden pay biçecek olursam, okuduğum kitapları genellikle sahaflardan satın aldığımı gördüm. Kütüphane üyeliği ve ödünç alma kültürümün çok gelişmediğini anladım. Oysaki lise yıllarımda, çok eski yıllardan bolca kitabı bulunan lise kütüphanesinden çıkmazdım ve o kütüphaneyi talan ederdim. (Öğretmenlerimiz okumaya özendirmek için en çok kitap okuyan öğrenciye kitap hediye edeceklerini söyleyince azmedip birçok kitap okumuş ve birinci olmuştum. Hâlâ ödül kitabım evdeki kütüphanemde durur. Buradan öğretmenlerime selam olsun.) Bu alışkanlığımı nasıl kaybettiğimi şaşkınlıkla düşündüm. Kendimi bir kenara bırakıp günümüz çocuklarının kütüphane kültürünü araştırdığımda ise ilginç veriler elde ettim. Benim önem verdiğim noktalar ise şunlar oldu:
- Çocuklarımız kütüphaneye aileleri ile değil okullar ile gidiyorlar. Bu gidişler genellikle gezi için oluyor ve gezi sonrası bu ziyaretler olmuyor.
- Çocuklarımız kütüphaneye üye olmuyorlar. Oluyorlarsa da, bu üyelik okullar kanalıyla oluyor. Anne ve babalar üyelikleri teşvik etmiyor.
- Çocuklarımız ücretsiz olsa dahi kütüphanelerin etkinliklerine katılmıyorlar.
- Maalesef çocuk kütüphanesi sayısı çok az. (Nicelik öyle düşük ki niteliğini sorgulayamıyorum bile!)
Her çarşamba çocuklarımız için, her cuma da ailelerimiz için kitap okuma önerileri yayınlıyorum ve sloganım #senokursanodaokur. Bu nedenle aslında kütüphane kültürü hakkındaki bu yazım sadece benim biricik özel gereksinimli çocuklarım için değil, bütün çocuklar ve aileleri için. Bu yazımı bu şekilde okursanız çok mutlu olurum.
Kütüphane kültürü neden önemli?
- Toplumsal uyum becerilerinden biri de bence "bilgiye kendi kendine ulaşmak". En iyi bilgi kaynağı ise kitaplar. Kitaplara her defasında para ödeyerek ulaşmak yerine kütüphanelerden ödünç almak daha iyi bir çözüm. Çocuklarımız bu alışkanlığı edindiğinde, bağımsız olarak yaşadıkları dönemde bilgiye ulaşıp, bu bilgiyi edinip hayatlarında uygulayabilirler.
- Toplumun bir parçası olan kuralların en net ve güzel uygulandığı yerler kütüphaneler. Kütüphane kurallarını edinen bir birey, toplumdaki diğer kuralları edinme, uygulama ve hatta sorgulama becerileri edinir. Bu da önemli bir sosyal beceridir, değil mi?
- Küçük yaşlarda ise yararlı ve keyifli bir hobi edinimi için kütüphaneler bulunmaz bir vahadır. Kütüphanelerin çeşitli etkinlikleri ve uygulamaları ile çocuklarımız kitap okuma alışkanlığı ve yararlı hobiler kazanma yolunda adımlar atabilirler.
- Özel gereksinimli bireylerin toplumun bir parçası olması için yapılabilecek uygulamalar kütüphanelerde yapılabilir ve bu daha da kolay uygulanabilir.
- Okula uyum konusunda da kütüphanede var olan kurallar sıklıkla kullanılabilir.
- Kütüphane medeniyettir. Yurt dışında ya da yurt içinde yaptığımız seyahatlerde görürüz ki kütüphane sayısı ve niteliği yüksek olan şehirler her zaman daha medenidir. (Medeni kelimesini "kentlileşme" anlamında değil, "uygar" anlamında kullanıyorum. Yani kültürlü, eğitimli, görgü kurallarına uyan anlamında kullanıyorum.) Medeniyetin temeli olan kütüphaneleri yaşatan ve geliştiren nesiller ise bir toplumun en beklenen unsurlarıdır. Bu duruma hizmet etmek için de kütüphane kültürünü çocuklarımız ve biz edinmeliyiz.
Kütüphane kültürünün unsurları nelerdir?
- En başında yazılması gereken; bir kütüphaneye üye olmak!
- Üye olunan kütüphaneye düzenli gitmek.
- Kütüphaneden düzenli kitap ödünç almak.
- Kütüphane kurallarına uyabilmek.
- Kütüphanede gereken sosyal becerileri sergilemek.
- Kütüphane ve çevresini korumak.
- Kütüphanede çeşitli sorumluluklar almak.
- Kütüphanecilik mesleğine değer vermek ve onu yaşatmak.
- Gönüllü olarak kütüphanelerde görev almak.
- Kütüphanelerin büyümesine ve tanıtılmasına yardım etmek.
Peki kütüphane kültürümüzü geliştirmek ve çocuklarımıza bu kültürü aktarmak için neler yapmalıyız?
- Evde düzenli bir kitap okuma alışkanlığı edinerek işe başlayın. Bu alışkanlığın zamanla çocuğunuzda da olacağını göreceksiniz.
- Evde kitap okuma alışkanlığını destekleyen en güzel olgu kitaplıktır. Küçük bir kitaplık kurarak alışkanlığı kalıcı hale getirin. (Bir sepete kitapları doldurup bir köşeye koyarak da bunu sağlayabilirsiniz.) Sonra çeşitli sebeplerle kütüphaneye gitme "bahaneleri" uydurmak daha kolay olabilir. "Bu kitap bizde yok, çok pahalı ve bütçemizi zorluyor. Hadi o zaman kütüphaneye gidip bakalım, oradan ödünç alabiliriz." güzel bir bahane olur ilk kez kütüphaneye gitmek için.
- Belirli aralıklarla gidebileceğiniz bir kütüphane belirleyin ve bunu alışkanlık haline getirin. Yine göreceksiniz ki çocuğunuz da bu alışkanlığı edinecek.
- Gidilen bu kütüphaneye üye olun ve çocuklarınızın sizin kanalınız ile üye olmalarını sağlayın. Sadece okulla değil anne ve babası ile de kütüphaneye giden bir bireyin sosyal çevrenizde yarattığı farkı görün.
- Üye olunan bu kütüphaneyi yaşatmak için adımlar atın ve yapılan etkinliklere katılmaya çaba sarf edin. Kitap bağışlamak, üye olmaları için insanları teşvik etmek gibi adımlar yeterli olacaktır.
- Kitap satın almak evet güzel, ama ödünç almayı da kendinize öğretin. Çocuklarınızı da bu konuda teşvik edin.
- Bakın "Patofizyoloji" adlı blog yazarı ne diyor? "Ben rahat ve sükunet içerisinde kitap okuyabileceğim, binasıyla ve iç dizaynıyla insanı ferahlatan ve okumaya teşvik eden, tatmin edici bir saate kadar açık olmasıyla çalışan insanların da kullanmasına fırsat sağlayan, bir kütüphanede olması gereken bütün kaynakların bulunduğu; güler yüzlü, çalışkan, bilgili, kültürlü ve okuyan amatör - profesyonel ekibi ve müdavimleriyle cazibe merkezi olmuş, insanlarda yaşam tarzı haline gelmiş kütüphaneler hayal ediyorum ve buna ihtiyaç duyuyorum." Kütüphanelerin böyle nitelikte kütüphaneler olması için gerekli girişimlerde ve taleplerde bulunun. Yerel ve genel yöneticilerden bu konuda taleplerde bulunmadığımız sürece herhangi bir adım atılmayacaktır, bunu ihmal etmeyin. Toplum ihtiyaç duyarsa uygulayıcılar bu konuda adım atmak zorunda kalırlar, bu en çok istediğimiz şey!
- Girdiğiniz sosyal ortamlarda kütüphaneler ile ilgili konuşun ve insanları bu konuda teşvik edin. En güzel reklam kendi aramızda yaptığımız sohbetler, bunu unutmayın.
- Çocuklarınıza, yakınlarınızın çocuklarına ya da herhangi bir yakınınıza (yaşı fark etmeksizin) doğumgününde ya da özel bir günde kütüphane üyeliği hediye edin. Bu çok farklı, keyifli ve değerli bir hediye olacaktır. Böylece bir kişinin kütüphane alışkanlığı kazanmasına vesile olursunuz, ne keyif!
- Örnek bir kütüphanenin yaşam boyu öğrenmeyi, medya okuryazarlığını, kültürel gelişimi ve okuma gelişimini destekleyici bir amacı olmalı.
- Kütüphaneler çocuk bölümleri başta olmak üzere, kütüphanenin geliştirilmesi için ciddi boyutta bütçelendirilmiş olmalıdır.
- Çocuk kütüphaneleri, çocukların gelişimini destekleyici materyallere sahip olmalıdırlar. Belirli bir bölümde kitap dışında materyaller de olmalıdır.
- Kütüphaneye yerleştirilmek üzere seçilen kaynakların kaliteli, nitelikli ve kültüre uygun olması önemli kriterlerdir. Kütüphaneleri oluşturan komitelerin bu kriterleri oluşturması önemlidir.
- Kütüphaneler merkezden uzak muhitlerde ve ulaşımı zor yerlerde değil, merkezi konumda ve merak uyandırıcı görünümde olmalıdır.
- Kütüphaneler çocuklara ciddi olarak planlanmış hizmetlerde bulunmalıdır. Masal saatleri, okuma atölyeleri gibi planlamalar yapılmalıdır.
- Kütüphaneler bulundukları sosyal çevre ile işbirliği içinde olmalıdırlar. Bu, kütüphanelerin halk ile bütünleşmesini sağlar ve nihai hedef budur.
Peki bütün bu konuların sonunda özel gereksinimli bireyler için kütüphane nerede, neden önemli? Toplumsal becerileri deneyimleyebileceğimiz en mikro ortam kütüphaneler. Bağımsız yaşamayı öğrenen her özel gereksinimli birey bilgiye ulaşmayı da öğrenmelidir. En temiz ve doğru bilgi kütüphanelerden elde edilmektedir, günümüzde her ne kadar tercih edilmese de bu böyle. Medeni, kendi kendine yetmeyi bilen, kitap okuma alışkanlığı olan ve dolayısıyla gereksiz alışkanlıklar edinmemiş bireyler, özel gereksinimli olsun olmasın bu kültürü edinmelidir.
Benim çocuğum olsa, bu yazıyı okur okumaz onu şehrimde bulunan bir kütüphaneye götürürdüm, ufak ufak alışma etkinlikleri yapardım. Hemen oturup saatlerce kitap okumasını beklemezdim tabi. Bahçesinde boyama yapıp dönsem bile bana yeterdi. Çocuğum okuma yazma bilmiyorsa kütüphanede sessizce oyuncakları ile oynamasını hedeflerdim. Yani onu kütüphanenin bir parçası haline getirmek hedefim olurdu. Bence bunu her anne baba yapmalı.
Ben bu fikirlerle okulumuza küçük çaplı bir kütüphane kurmuştum okulumuz açılmadan önce. Şimdi bu kütüphaneyi büyütmek hedefindeyim. Öte yandan farklı planlarım da var. Okulumuzda yaz kampı oluşturduğumuzu söylemiştim sanırım. Bu kampta, bu konuyu da ele alacağız. Hayalim, Ankara'da bulunan tek çocuk kütüphanesi Ali Dayı Çocuk Kütüphanesi (Görseldeki fotoğraf o kütüphaneye ait.) ile çalışmalar yapmak. Bu hayallerim gerçek olursa mutlaka size yazarım.
Umarım faydalı ve fikir veren bir yazı olmuştur. Haftaya görüşmek üzere. sevgiler.
Merhabalar. Geçtiğimiz perşembe günü, Dr. Gökçe Karaman Benli'nin Etkileşimli Kitap Okuma ile ilgili, Küçük Ağaç Psikolojik Danışma Merkezi'nde düzenlenen seminerine katıldım. Hocamızın bu konuda verdiği seminere ikinci kez katılmış oldum. Katılma sebebim, uygulama esnasında alışkanlıklar kazanmanın verdiği alışılmış hatalarım var mı yok mu anlayabilmekti. Bu açıdan değerli bir seminer oldu benim için.
Bu amacıma ek olarak Gökçe Hoca'nın üzerinde durduğu bir konu ile ilgili seminer sonrası biraz araştırma yaptım ve kütüphane kültürümüz olmadığını fark ettim. Kendimden pay biçecek olursam, okuduğum kitapları genellikle sahaflardan satın aldığımı gördüm. Kütüphane üyeliği ve ödünç alma kültürümün çok gelişmediğini anladım. Oysaki lise yıllarımda, çok eski yıllardan bolca kitabı bulunan lise kütüphanesinden çıkmazdım ve o kütüphaneyi talan ederdim. (Öğretmenlerimiz okumaya özendirmek için en çok kitap okuyan öğrenciye kitap hediye edeceklerini söyleyince azmedip birçok kitap okumuş ve birinci olmuştum. Hâlâ ödül kitabım evdeki kütüphanemde durur. Buradan öğretmenlerime selam olsun.) Bu alışkanlığımı nasıl kaybettiğimi şaşkınlıkla düşündüm. Kendimi bir kenara bırakıp günümüz çocuklarının kütüphane kültürünü araştırdığımda ise ilginç veriler elde ettim. Benim önem verdiğim noktalar ise şunlar oldu:
- Çocuklarımız kütüphaneye aileleri ile değil okullar ile gidiyorlar. Bu gidişler genellikle gezi için oluyor ve gezi sonrası bu ziyaretler olmuyor.
- Çocuklarımız kütüphaneye üye olmuyorlar. Oluyorlarsa da, bu üyelik okullar kanalıyla oluyor. Anne ve babalar üyelikleri teşvik etmiyor.
- Çocuklarımız ücretsiz olsa dahi kütüphanelerin etkinliklerine katılmıyorlar.
- Maalesef çocuk kütüphanesi sayısı çok az. (Nicelik öyle düşük ki niteliğini sorgulayamıyorum bile!)
Her çarşamba çocuklarımız için, her cuma da ailelerimiz için kitap okuma önerileri yayınlıyorum ve sloganım #senokursanodaokur. Bu nedenle aslında kütüphane kültürü hakkındaki bu yazım sadece benim biricik özel gereksinimli çocuklarım için değil, bütün çocuklar ve aileleri için. Bu yazımı bu şekilde okursanız çok mutlu olurum.
Kütüphane kültürü neden önemli?
- Toplumsal uyum becerilerinden biri de bence "bilgiye kendi kendine ulaşmak". En iyi bilgi kaynağı ise kitaplar. Kitaplara her defasında para ödeyerek ulaşmak yerine kütüphanelerden ödünç almak daha iyi bir çözüm. Çocuklarımız bu alışkanlığı edindiğinde, bağımsız olarak yaşadıkları dönemde bilgiye ulaşıp, bu bilgiyi edinip hayatlarında uygulayabilirler.
- Toplumun bir parçası olan kuralların en net ve güzel uygulandığı yerler kütüphaneler. Kütüphane kurallarını edinen bir birey, toplumdaki diğer kuralları edinme, uygulama ve hatta sorgulama becerileri edinir. Bu da önemli bir sosyal beceridir, değil mi?
- Küçük yaşlarda ise yararlı ve keyifli bir hobi edinimi için kütüphaneler bulunmaz bir vahadır. Kütüphanelerin çeşitli etkinlikleri ve uygulamaları ile çocuklarımız kitap okuma alışkanlığı ve yararlı hobiler kazanma yolunda adımlar atabilirler.
- Özel gereksinimli bireylerin toplumun bir parçası olması için yapılabilecek uygulamalar kütüphanelerde yapılabilir ve bu daha da kolay uygulanabilir.
- Okula uyum konusunda da kütüphanede var olan kurallar sıklıkla kullanılabilir.
- Kütüphane medeniyettir. Yurt dışında ya da yurt içinde yaptığımız seyahatlerde görürüz ki kütüphane sayısı ve niteliği yüksek olan şehirler her zaman daha medenidir. (Medeni kelimesini "kentlileşme" anlamında değil, "uygar" anlamında kullanıyorum. Yani kültürlü, eğitimli, görgü kurallarına uyan anlamında kullanıyorum.) Medeniyetin temeli olan kütüphaneleri yaşatan ve geliştiren nesiller ise bir toplumun en beklenen unsurlarıdır. Bu duruma hizmet etmek için de kütüphane kültürünü çocuklarımız ve biz edinmeliyiz.
Kütüphane kültürünün unsurları nelerdir?
- En başında yazılması gereken; bir kütüphaneye üye olmak!
- Üye olunan kütüphaneye düzenli gitmek.
- Kütüphaneden düzenli kitap ödünç almak.
- Kütüphane kurallarına uyabilmek.
- Kütüphanede gereken sosyal becerileri sergilemek.
- Kütüphane ve çevresini korumak.
- Kütüphanede çeşitli sorumluluklar almak.
- Kütüphanecilik mesleğine değer vermek ve onu yaşatmak.
- Gönüllü olarak kütüphanelerde görev almak.
- Kütüphanelerin büyümesine ve tanıtılmasına yardım etmek.
Peki kütüphane kültürümüzü geliştirmek ve çocuklarımıza bu kültürü aktarmak için neler yapmalıyız?
- Evde düzenli bir kitap okuma alışkanlığı edinerek işe başlayın. Bu alışkanlığın zamanla çocuğunuzda da olacağını göreceksiniz.
- Evde kitap okuma alışkanlığını destekleyen en güzel olgu kitaplıktır. Küçük bir kitaplık kurarak alışkanlığı kalıcı hale getirin. (Bir sepete kitapları doldurup bir köşeye koyarak da bunu sağlayabilirsiniz.) Sonra çeşitli sebeplerle kütüphaneye gitme "bahaneleri" uydurmak daha kolay olabilir. "Bu kitap bizde yok, çok pahalı ve bütçemizi zorluyor. Hadi o zaman kütüphaneye gidip bakalım, oradan ödünç alabiliriz." güzel bir bahane olur ilk kez kütüphaneye gitmek için.
- Belirli aralıklarla gidebileceğiniz bir kütüphane belirleyin ve bunu alışkanlık haline getirin. Yine göreceksiniz ki çocuğunuz da bu alışkanlığı edinecek.
- Gidilen bu kütüphaneye üye olun ve çocuklarınızın sizin kanalınız ile üye olmalarını sağlayın. Sadece okulla değil anne ve babası ile de kütüphaneye giden bir bireyin sosyal çevrenizde yarattığı farkı görün.
- Üye olunan bu kütüphaneyi yaşatmak için adımlar atın ve yapılan etkinliklere katılmaya çaba sarf edin. Kitap bağışlamak, üye olmaları için insanları teşvik etmek gibi adımlar yeterli olacaktır.
- Kitap satın almak evet güzel, ama ödünç almayı da kendinize öğretin. Çocuklarınızı da bu konuda teşvik edin.
- Bakın "Patofizyoloji" adlı blog yazarı ne diyor? "Ben rahat ve sükunet içerisinde kitap okuyabileceğim, binasıyla ve iç dizaynıyla insanı ferahlatan ve okumaya teşvik eden, tatmin edici bir saate kadar açık olmasıyla çalışan insanların da kullanmasına fırsat sağlayan, bir kütüphanede olması gereken bütün kaynakların bulunduğu; güler yüzlü, çalışkan, bilgili, kültürlü ve okuyan amatör - profesyonel ekibi ve müdavimleriyle cazibe merkezi olmuş, insanlarda yaşam tarzı haline gelmiş kütüphaneler hayal ediyorum ve buna ihtiyaç duyuyorum." Kütüphanelerin böyle nitelikte kütüphaneler olması için gerekli girişimlerde ve taleplerde bulunun. Yerel ve genel yöneticilerden bu konuda taleplerde bulunmadığımız sürece herhangi bir adım atılmayacaktır, bunu ihmal etmeyin. Toplum ihtiyaç duyarsa uygulayıcılar bu konuda adım atmak zorunda kalırlar, bu en çok istediğimiz şey!
- Girdiğiniz sosyal ortamlarda kütüphaneler ile ilgili konuşun ve insanları bu konuda teşvik edin. En güzel reklam kendi aramızda yaptığımız sohbetler, bunu unutmayın.
- Çocuklarınıza, yakınlarınızın çocuklarına ya da herhangi bir yakınınıza (yaşı fark etmeksizin) doğumgününde ya da özel bir günde kütüphane üyeliği hediye edin. Bu çok farklı, keyifli ve değerli bir hediye olacaktır. Böylece bir kişinin kütüphane alışkanlığı kazanmasına vesile olursunuz, ne keyif!
- Örnek bir kütüphanenin yaşam boyu öğrenmeyi, medya okuryazarlığını, kültürel gelişimi ve okuma gelişimini destekleyici bir amacı olmalı.
- Kütüphaneler çocuk bölümleri başta olmak üzere, kütüphanenin geliştirilmesi için ciddi boyutta bütçelendirilmiş olmalıdır.
- Çocuk kütüphaneleri, çocukların gelişimini destekleyici materyallere sahip olmalıdırlar. Belirli bir bölümde kitap dışında materyaller de olmalıdır.
- Kütüphaneye yerleştirilmek üzere seçilen kaynakların kaliteli, nitelikli ve kültüre uygun olması önemli kriterlerdir. Kütüphaneleri oluşturan komitelerin bu kriterleri oluşturması önemlidir.
- Kütüphaneler merkezden uzak muhitlerde ve ulaşımı zor yerlerde değil, merkezi konumda ve merak uyandırıcı görünümde olmalıdır.
- Kütüphaneler çocuklara ciddi olarak planlanmış hizmetlerde bulunmalıdır. Masal saatleri, okuma atölyeleri gibi planlamalar yapılmalıdır.
- Kütüphaneler bulundukları sosyal çevre ile işbirliği içinde olmalıdırlar. Bu, kütüphanelerin halk ile bütünleşmesini sağlar ve nihai hedef budur.
Peki bütün bu konuların sonunda özel gereksinimli bireyler için kütüphane nerede, neden önemli? Toplumsal becerileri deneyimleyebileceğimiz en mikro ortam kütüphaneler. Bağımsız yaşamayı öğrenen her özel gereksinimli birey bilgiye ulaşmayı da öğrenmelidir. En temiz ve doğru bilgi kütüphanelerden elde edilmektedir, günümüzde her ne kadar tercih edilmese de bu böyle. Medeni, kendi kendine yetmeyi bilen, kitap okuma alışkanlığı olan ve dolayısıyla gereksiz alışkanlıklar edinmemiş bireyler, özel gereksinimli olsun olmasın bu kültürü edinmelidir.
Benim çocuğum olsa, bu yazıyı okur okumaz onu şehrimde bulunan bir kütüphaneye götürürdüm, ufak ufak alışma etkinlikleri yapardım. Hemen oturup saatlerce kitap okumasını beklemezdim tabi. Bahçesinde boyama yapıp dönsem bile bana yeterdi. Çocuğum okuma yazma bilmiyorsa kütüphanede sessizce oyuncakları ile oynamasını hedeflerdim. Yani onu kütüphanenin bir parçası haline getirmek hedefim olurdu. Bence bunu her anne baba yapmalı.
Ben bu fikirlerle okulumuza küçük çaplı bir kütüphane kurmuştum okulumuz açılmadan önce. Şimdi bu kütüphaneyi büyütmek hedefindeyim. Öte yandan farklı planlarım da var. Okulumuzda yaz kampı oluşturduğumuzu söylemiştim sanırım. Bu kampta, bu konuyu da ele alacağız. Hayalim, Ankara'da bulunan tek çocuk kütüphanesi Ali Dayı Çocuk Kütüphanesi (Görseldeki fotoğraf o kütüphaneye ait.) ile çalışmalar yapmak. Bu hayallerim gerçek olursa mutlaka size yazarım.
Umarım faydalı ve fikir veren bir yazı olmuştur. Haftaya görüşmek üzere. sevgiler.
Merhabalar. Geçtiğimiz perşembe günü, Dr. Gökçe Karaman Benli'nin Etkileşimli Kitap Okuma ile ilgili, Küçük Ağaç Psikolojik Danışma Merkezi'nde düzenlenen seminerine katıldım. Hocamızın bu konuda verdiği seminere ikinci kez katılmış oldum. Katılma sebebim, uygulama esnasında alışkanlıklar kazanmanın verdiği alışılmış hatalarım var mı yok mu anlayabilmekti. Bu açıdan değerli bir seminer oldu benim için.
Bu amacıma ek olarak Gökçe Hoca'nın üzerinde durduğu bir konu ile ilgili seminer sonrası biraz araştırma yaptım ve kütüphane kültürümüz olmadığını fark ettim. Kendimden pay biçecek olursam, okuduğum kitapları genellikle sahaflardan satın aldığımı gördüm. Kütüphane üyeliği ve ödünç alma kültürümün çok gelişmediğini anladım. Oysaki lise yıllarımda, çok eski yıllardan bolca kitabı bulunan lise kütüphanesinden çıkmazdım ve o kütüphaneyi talan ederdim. (Öğretmenlerimiz okumaya özendirmek için en çok kitap okuyan öğrenciye kitap hediye edeceklerini söyleyince azmedip birçok kitap okumuş ve birinci olmuştum. Hâlâ ödül kitabım evdeki kütüphanemde durur. Buradan öğretmenlerime selam olsun.) Bu alışkanlığımı nasıl kaybettiğimi şaşkınlıkla düşündüm. Kendimi bir kenara bırakıp günümüz çocuklarının kütüphane kültürünü araştırdığımda ise ilginç veriler elde ettim. Benim önem verdiğim noktalar ise şunlar oldu:
- Çocuklarımız kütüphaneye aileleri ile değil okullar ile gidiyorlar. Bu gidişler genellikle gezi için oluyor ve gezi sonrası bu ziyaretler olmuyor.
- Çocuklarımız kütüphaneye üye olmuyorlar. Oluyorlarsa da, bu üyelik okullar kanalıyla oluyor. Anne ve babalar üyelikleri teşvik etmiyor.
- Çocuklarımız ücretsiz olsa dahi kütüphanelerin etkinliklerine katılmıyorlar.
- Maalesef çocuk kütüphanesi sayısı çok az. (Nicelik öyle düşük ki niteliğini sorgulayamıyorum bile!)
Her çarşamba çocuklarımız için, her cuma da ailelerimiz için kitap okuma önerileri yayınlıyorum ve sloganım #senokursanodaokur. Bu nedenle aslında kütüphane kültürü hakkındaki bu yazım sadece benim biricik özel gereksinimli çocuklarım için değil, bütün çocuklar ve aileleri için. Bu yazımı bu şekilde okursanız çok mutlu olurum.
Kütüphane kültürü neden önemli?
- Toplumsal uyum becerilerinden biri de bence "bilgiye kendi kendine ulaşmak". En iyi bilgi kaynağı ise kitaplar. Kitaplara her defasında para ödeyerek ulaşmak yerine kütüphanelerden ödünç almak daha iyi bir çözüm. Çocuklarımız bu alışkanlığı edindiğinde, bağımsız olarak yaşadıkları dönemde bilgiye ulaşıp, bu bilgiyi edinip hayatlarında uygulayabilirler.
- Toplumun bir parçası olan kuralların en net ve güzel uygulandığı yerler kütüphaneler. Kütüphane kurallarını edinen bir birey, toplumdaki diğer kuralları edinme, uygulama ve hatta sorgulama becerileri edinir. Bu da önemli bir sosyal beceridir, değil mi?
- Küçük yaşlarda ise yararlı ve keyifli bir hobi edinimi için kütüphaneler bulunmaz bir vahadır. Kütüphanelerin çeşitli etkinlikleri ve uygulamaları ile çocuklarımız kitap okuma alışkanlığı ve yararlı hobiler kazanma yolunda adımlar atabilirler.
- Özel gereksinimli bireylerin toplumun bir parçası olması için yapılabilecek uygulamalar kütüphanelerde yapılabilir ve bu daha da kolay uygulanabilir.
- Okula uyum konusunda da kütüphanede var olan kurallar sıklıkla kullanılabilir.
- Kütüphane medeniyettir. Yurt dışında ya da yurt içinde yaptığımız seyahatlerde görürüz ki kütüphane sayısı ve niteliği yüksek olan şehirler her zaman daha medenidir. (Medeni kelimesini "kentlileşme" anlamında değil, "uygar" anlamında kullanıyorum. Yani kültürlü, eğitimli, görgü kurallarına uyan anlamında kullanıyorum.) Medeniyetin temeli olan kütüphaneleri yaşatan ve geliştiren nesiller ise bir toplumun en beklenen unsurlarıdır. Bu duruma hizmet etmek için de kütüphane kültürünü çocuklarımız ve biz edinmeliyiz.
Kütüphane kültürünün unsurları nelerdir?
- En başında yazılması gereken; bir kütüphaneye üye olmak!
- Üye olunan kütüphaneye düzenli gitmek.
- Kütüphaneden düzenli kitap ödünç almak.
- Kütüphane kurallarına uyabilmek.
- Kütüphanede gereken sosyal becerileri sergilemek.
- Kütüphane ve çevresini korumak.
- Kütüphanede çeşitli sorumluluklar almak.
- Kütüphanecilik mesleğine değer vermek ve onu yaşatmak.
- Gönüllü olarak kütüphanelerde görev almak.
- Kütüphanelerin büyümesine ve tanıtılmasına yardım etmek.
Peki kütüphane kültürümüzü geliştirmek ve çocuklarımıza bu kültürü aktarmak için neler yapmalıyız?
- Evde düzenli bir kitap okuma alışkanlığı edinerek işe başlayın. Bu alışkanlığın zamanla çocuğunuzda da olacağını göreceksiniz.
- Evde kitap okuma alışkanlığını destekleyen en güzel olgu kitaplıktır. Küçük bir kitaplık kurarak alışkanlığı kalıcı hale getirin. (Bir sepete kitapları doldurup bir köşeye koyarak da bunu sağlayabilirsiniz.) Sonra çeşitli sebeplerle kütüphaneye gitme "bahaneleri" uydurmak daha kolay olabilir. "Bu kitap bizde yok, çok pahalı ve bütçemizi zorluyor. Hadi o zaman kütüphaneye gidip bakalım, oradan ödünç alabiliriz." güzel bir bahane olur ilk kez kütüphaneye gitmek için.
- Belirli aralıklarla gidebileceğiniz bir kütüphane belirleyin ve bunu alışkanlık haline getirin. Yine göreceksiniz ki çocuğunuz da bu alışkanlığı edinecek.
- Gidilen bu kütüphaneye üye olun ve çocuklarınızın sizin kanalınız ile üye olmalarını sağlayın. Sadece okulla değil anne ve babası ile de kütüphaneye giden bir bireyin sosyal çevrenizde yarattığı farkı görün.
- Üye olunan bu kütüphaneyi yaşatmak için adımlar atın ve yapılan etkinliklere katılmaya çaba sarf edin. Kitap bağışlamak, üye olmaları için insanları teşvik etmek gibi adımlar yeterli olacaktır.
- Kitap satın almak evet güzel, ama ödünç almayı da kendinize öğretin. Çocuklarınızı da bu konuda teşvik edin.
- Bakın "Patofizyoloji" adlı blog yazarı ne diyor? "Ben rahat ve sükunet içerisinde kitap okuyabileceğim, binasıyla ve iç dizaynıyla insanı ferahlatan ve okumaya teşvik eden, tatmin edici bir saate kadar açık olmasıyla çalışan insanların da kullanmasına fırsat sağlayan, bir kütüphanede olması gereken bütün kaynakların bulunduğu; güler yüzlü, çalışkan, bilgili, kültürlü ve okuyan amatör - profesyonel ekibi ve müdavimleriyle cazibe merkezi olmuş, insanlarda yaşam tarzı haline gelmiş kütüphaneler hayal ediyorum ve buna ihtiyaç duyuyorum." Kütüphanelerin böyle nitelikte kütüphaneler olması için gerekli girişimlerde ve taleplerde bulunun. Yerel ve genel yöneticilerden bu konuda taleplerde bulunmadığımız sürece herhangi bir adım atılmayacaktır, bunu ihmal etmeyin. Toplum ihtiyaç duyarsa uygulayıcılar bu konuda adım atmak zorunda kalırlar, bu en çok istediğimiz şey!
- Girdiğiniz sosyal ortamlarda kütüphaneler ile ilgili konuşun ve insanları bu konuda teşvik edin. En güzel reklam kendi aramızda yaptığımız sohbetler, bunu unutmayın.
- Çocuklarınıza, yakınlarınızın çocuklarına ya da herhangi bir yakınınıza (yaşı fark etmeksizin) doğumgününde ya da özel bir günde kütüphane üyeliği hediye edin. Bu çok farklı, keyifli ve değerli bir hediye olacaktır. Böylece bir kişinin kütüphane alışkanlığı kazanmasına vesile olursunuz, ne keyif!
- Örnek bir kütüphanenin yaşam boyu öğrenmeyi, medya okuryazarlığını, kültürel gelişimi ve okuma gelişimini destekleyici bir amacı olmalı.
- Kütüphaneler çocuk bölümleri başta olmak üzere, kütüphanenin geliştirilmesi için ciddi boyutta bütçelendirilmiş olmalıdır.
- Çocuk kütüphaneleri, çocukların gelişimini destekleyici materyallere sahip olmalıdırlar. Belirli bir bölümde kitap dışında materyaller de olmalıdır.
- Kütüphaneye yerleştirilmek üzere seçilen kaynakların kaliteli, nitelikli ve kültüre uygun olması önemli kriterlerdir. Kütüphaneleri oluşturan komitelerin bu kriterleri oluşturması önemlidir.
- Kütüphaneler merkezden uzak muhitlerde ve ulaşımı zor yerlerde değil, merkezi konumda ve merak uyandırıcı görünümde olmalıdır.
- Kütüphaneler çocuklara ciddi olarak planlanmış hizmetlerde bulunmalıdır. Masal saatleri, okuma atölyeleri gibi planlamalar yapılmalıdır.
- Kütüphaneler bulundukları sosyal çevre ile işbirliği içinde olmalıdırlar. Bu, kütüphanelerin halk ile bütünleşmesini sağlar ve nihai hedef budur.
Peki bütün bu konuların sonunda özel gereksinimli bireyler için kütüphane nerede, neden önemli? Toplumsal becerileri deneyimleyebileceğimiz en mikro ortam kütüphaneler. Bağımsız yaşamayı öğrenen her özel gereksinimli birey bilgiye ulaşmayı da öğrenmelidir. En temiz ve doğru bilgi kütüphanelerden elde edilmektedir, günümüzde her ne kadar tercih edilmese de bu böyle. Medeni, kendi kendine yetmeyi bilen, kitap okuma alışkanlığı olan ve dolayısıyla gereksiz alışkanlıklar edinmemiş bireyler, özel gereksinimli olsun olmasın bu kültürü edinmelidir.
Benim çocuğum olsa, bu yazıyı okur okumaz onu şehrimde bulunan bir kütüphaneye götürürdüm, ufak ufak alışma etkinlikleri yapardım. Hemen oturup saatlerce kitap okumasını beklemezdim tabi. Bahçesinde boyama yapıp dönsem bile bana yeterdi. Çocuğum okuma yazma bilmiyorsa kütüphanede sessizce oyuncakları ile oynamasını hedeflerdim. Yani onu kütüphanenin bir parçası haline getirmek hedefim olurdu. Bence bunu her anne baba yapmalı.
Ben bu fikirlerle okulumuza küçük çaplı bir kütüphane kurmuştum okulumuz açılmadan önce. Şimdi bu kütüphaneyi büyütmek hedefindeyim. Öte yandan farklı planlarım da var. Okulumuzda yaz kampı oluşturduğumuzu söylemiştim sanırım. Bu kampta, bu konuyu da ele alacağız. Hayalim, Ankara'da bulunan tek çocuk kütüphanesi Ali Dayı Çocuk Kütüphanesi (Görseldeki fotoğraf o kütüphaneye ait.) ile çalışmalar yapmak. Bu hayallerim gerçek olursa mutlaka size yazarım.
Umarım faydalı ve fikir veren bir yazı olmuştur. Haftaya görüşmek üzere. sevgiler.
Yorumlar
Yorum Gönder