Ana içeriğe atla

Doğal Öğretim



Merhabalar, bu soğuk kış akşamında ancak yetiştirebildiğim bir yazı ile tekrar karşınızdayım. Ankara'da özel eğitim camiasının etkinliklerini takip eden öğrenci velilerimiz ve öğretmenlerimiz bilirler, bugün İbrahim Diken hocamızın Ankara Üniversitesi'nde bir çalıştayı vardı. Öncelikle bu çalıştaydan edindiğim izlenimleri paylaşayım isterseniz, sonra çalıştaydan öğrendiğim konuyu kısaca anlatıp fikir vereyim.
Çalıştayda Ankara Üniversitesi hocaları ve onların o ders saatindeki öğrencileri dışında dışarıdan katılım neredeyse yoktu. Varsa da ben tanımıyor olabilirim ancak genel gözlemim bu yöndeydi. Özellikle öğrenci velilerinin katılımının oldukça sınırlı olduğunu görmek beni kaygılandırdı. Sosyal paylaşım sitelerinden, kulaktan dolma bilgiler daha çok ilgi çekiyor diye düşündüm. Bu sayfaları takip ediyorum ve oldukça aktif olduklarını görüyorum. Böylesi önemli çalıştaylarda olmamaları ne kadar acı, değil mi? Halbuki bu çalıştay büyük çoğunlukla onların yaşam standartlarını yükseltmek ile ilgiliydi. Çalıştay oldukça akıcı ve verimliydi. Keşke herkes faydalanabilseydi.
Gelelim öğrendiklerimize.
Sizinle bütün seminerde aldığım notları paylaşmayı düşünmüştüm. Sonra kısaca özetlemenin daha doğru olacağını düşündüm.
Öncelikle doğal öğretim nedir, bunu konuşalım. Doğal öğretim; yapılandırılmış etkinliklerden uzak, çocuğun liderliğinde ve yetişkinin katılımıyla, karşıklıklı etkileşimi barındıran, hedeflerin yetişkin tarafından bu etkinliklere gömüldüğü öğretim yöntemlerinin tamamıdır. Birçok doğal öğretim yöntemi vardır. Bunları bu yazıda uzun uzun yazmak yerine genel hatlarıyla "doğal öğretim"den bahsedeceğim.
İbrahim Hoca seminer boyunca doğal öğretimin yetişkin tarafından bütün bir gün uygulanmasının önemi üzerinde durdu. Hak verirsiniz ki çocuk ile bir gün içinde en fazla vakit geçiren kim ise onun etkisi çocuk üzerinde daha fazla oluyor. Bu nedenle; beraber geçirilen uzun zamanların kalitesini de yetişkinin davranışları belirliyor. Yetişkin okuldan aldığı ödevleri doğal öğretim ile evde uyguladığında öğrenilen becerilerin kalıcılığı ve genellenmesi alınmış oluyor. Okulda yapılandırılmış ortamda verilen bilginin evde de aynı şekilde çalışılması genelde hiçbir işe yaramıyor. Çocuklarımız okulda öğrendiklerini günlük hayatlarında uyguladıklarında daha iyi öğreniyorlar.
Temel prensip de aslında bu.

Doğal öğretim yönteminde çeşitli stratejiler kullanıyoruz. Burada hedef; çocuğumuzun günlük rutinleri içinde farkında olmadan yeni şeyler öğrenmesi. Örneğin okulda sarı kavramı çalışılırken öğretmeniniz size bunu evde tekrar etmenizi önerdiğinde yapacağınız en güzel şey bunu günlük rutinlere gömmektir. Kıyafetleri beraber katlarken sarı tişörtün sarı olduğunun vurgusunu yapmak, yemekteki mısır tanelerinin sarı olduğunu vurgulamak gibi. Eksik bırakma, beklenmedik şaşırtıcı durumlar yaratma, sınırlı oranda verme gibi birçok stratejiden söz edebiliriz doğal öğretimde. Bu stratejilerle ilgili ayrıntılı bilgiyi ise yine İbrahim Diken hocamızın "Erken Çocukluk Döneminde Doğal Ortamlarda Öğretim" ve "Okul Öncesi Çocuklar İçin Doğal Ortamlarda Öğretim Teknikleri" adlı kitaplarından edinebilirsiniz.
Bu yazıyı okuduktan sonra yapmanız gereken ilk iş öğretmeninizden ödevlerinizi eğer çocuğunuzun gelişimine uygunsa doğal öğretimi kullanabileceğiniz şekilde vermesini talep etmek. Öğretmeninizden doğal öğretim ile ilgili de bilgi alabilirsiniz. Çocuğunuzun uygun olup olmadığını, sizin buna hazır olup olmadığınızı öğretmeniniz/özel eğitimciniz zaten söyleyecektir.
Size fikir verecek ve farklı bir konuda düşünmenizi sağlayacak, farkındalık yaratacak bir konu olduğunu düşünüyorum.
Umarım bu yazım da farkındalık yaratıp size farklı bir fikir vermiştir. Soru, görüş ve önerilerinizi bekliyorum. Şimdiden kolaylıklar, sevgiler.


Merhabalar, bu soğuk kış akşamında ancak yetiştirebildiğim bir yazı ile tekrar karşınızdayım. Ankara'da özel eğitim camiasının etkinliklerini takip eden öğrenci velilerimiz ve öğretmenlerimiz bilirler, bugün İbrahim Diken hocamızın Ankara Üniversitesi'nde bir çalıştayı vardı. Öncelikle bu çalıştaydan edindiğim izlenimleri paylaşayım isterseniz, sonra çalıştaydan öğrendiğim konuyu kısaca anlatıp fikir vereyim.
Çalıştayda Ankara Üniversitesi hocaları ve onların o ders saatindeki öğrencileri dışında dışarıdan katılım neredeyse yoktu. Varsa da ben tanımıyor olabilirim ancak genel gözlemim bu yöndeydi. Özellikle öğrenci velilerinin katılımının oldukça sınırlı olduğunu görmek beni kaygılandırdı. Sosyal paylaşım sitelerinden, kulaktan dolma bilgiler daha çok ilgi çekiyor diye düşündüm. Bu sayfaları takip ediyorum ve oldukça aktif olduklarını görüyorum. Böylesi önemli çalıştaylarda olmamaları ne kadar acı, değil mi? Halbuki bu çalıştay büyük çoğunlukla onların yaşam standartlarını yükseltmek ile ilgiliydi. Çalıştay oldukça akıcı ve verimliydi. Keşke herkes faydalanabilseydi.
Gelelim öğrendiklerimize.
Sizinle bütün seminerde aldığım notları paylaşmayı düşünmüştüm. Sonra kısaca özetlemenin daha doğru olacağını düşündüm.
Öncelikle doğal öğretim nedir, bunu konuşalım. Doğal öğretim; yapılandırılmış etkinliklerden uzak, çocuğun liderliğinde ve yetişkinin katılımıyla, karşıklıklı etkileşimi barındıran, hedeflerin yetişkin tarafından bu etkinliklere gömüldüğü öğretim yöntemlerinin tamamıdır. Birçok doğal öğretim yöntemi vardır. Bunları bu yazıda uzun uzun yazmak yerine genel hatlarıyla "doğal öğretim"den bahsedeceğim.
İbrahim Hoca seminer boyunca doğal öğretimin yetişkin tarafından bütün bir gün uygulanmasının önemi üzerinde durdu. Hak verirsiniz ki çocuk ile bir gün içinde en fazla vakit geçiren kim ise onun etkisi çocuk üzerinde daha fazla oluyor. Bu nedenle; beraber geçirilen uzun zamanların kalitesini de yetişkinin davranışları belirliyor. Yetişkin okuldan aldığı ödevleri doğal öğretim ile evde uyguladığında öğrenilen becerilerin kalıcılığı ve genellenmesi alınmış oluyor. Okulda yapılandırılmış ortamda verilen bilginin evde de aynı şekilde çalışılması genelde hiçbir işe yaramıyor. Çocuklarımız okulda öğrendiklerini günlük hayatlarında uyguladıklarında daha iyi öğreniyorlar.
Temel prensip de aslında bu.

Doğal öğretim yönteminde çeşitli stratejiler kullanıyoruz. Burada hedef; çocuğumuzun günlük rutinleri içinde farkında olmadan yeni şeyler öğrenmesi. Örneğin okulda sarı kavramı çalışılırken öğretmeniniz size bunu evde tekrar etmenizi önerdiğinde yapacağınız en güzel şey bunu günlük rutinlere gömmektir. Kıyafetleri beraber katlarken sarı tişörtün sarı olduğunun vurgusunu yapmak, yemekteki mısır tanelerinin sarı olduğunu vurgulamak gibi. Eksik bırakma, beklenmedik şaşırtıcı durumlar yaratma, sınırlı oranda verme gibi birçok stratejiden söz edebiliriz doğal öğretimde. Bu stratejilerle ilgili ayrıntılı bilgiyi ise yine İbrahim Diken hocamızın "Erken Çocukluk Döneminde Doğal Ortamlarda Öğretim" ve "Okul Öncesi Çocuklar İçin Doğal Ortamlarda Öğretim Teknikleri" adlı kitaplarından edinebilirsiniz.
Bu yazıyı okuduktan sonra yapmanız gereken ilk iş öğretmeninizden ödevlerinizi eğer çocuğunuzun gelişimine uygunsa doğal öğretimi kullanabileceğiniz şekilde vermesini talep etmek. Öğretmeninizden doğal öğretim ile ilgili de bilgi alabilirsiniz. Çocuğunuzun uygun olup olmadığını, sizin buna hazır olup olmadığınızı öğretmeniniz/özel eğitimciniz zaten söyleyecektir.
Size fikir verecek ve farklı bir konuda düşünmenizi sağlayacak, farkındalık yaratacak bir konu olduğunu düşünüyorum.
Umarım bu yazım da farkındalık yaratıp size farklı bir fikir vermiştir. Soru, görüş ve önerilerinizi bekliyorum. Şimdiden kolaylıklar, sevgiler.


Merhabalar, bu soğuk kış akşamında ancak yetiştirebildiğim bir yazı ile tekrar karşınızdayım. Ankara'da özel eğitim camiasının etkinliklerini takip eden öğrenci velilerimiz ve öğretmenlerimiz bilirler, bugün İbrahim Diken hocamızın Ankara Üniversitesi'nde bir çalıştayı vardı. Öncelikle bu çalıştaydan edindiğim izlenimleri paylaşayım isterseniz, sonra çalıştaydan öğrendiğim konuyu kısaca anlatıp fikir vereyim.
Çalıştayda Ankara Üniversitesi hocaları ve onların o ders saatindeki öğrencileri dışında dışarıdan katılım neredeyse yoktu. Varsa da ben tanımıyor olabilirim ancak genel gözlemim bu yöndeydi. Özellikle öğrenci velilerinin katılımının oldukça sınırlı olduğunu görmek beni kaygılandırdı. Sosyal paylaşım sitelerinden, kulaktan dolma bilgiler daha çok ilgi çekiyor diye düşündüm. Bu sayfaları takip ediyorum ve oldukça aktif olduklarını görüyorum. Böylesi önemli çalıştaylarda olmamaları ne kadar acı, değil mi? Halbuki bu çalıştay büyük çoğunlukla onların yaşam standartlarını yükseltmek ile ilgiliydi. Çalıştay oldukça akıcı ve verimliydi. Keşke herkes faydalanabilseydi.
Gelelim öğrendiklerimize.
Sizinle bütün seminerde aldığım notları paylaşmayı düşünmüştüm. Sonra kısaca özetlemenin daha doğru olacağını düşündüm.
Öncelikle doğal öğretim nedir, bunu konuşalım. Doğal öğretim; yapılandırılmış etkinliklerden uzak, çocuğun liderliğinde ve yetişkinin katılımıyla, karşıklıklı etkileşimi barındıran, hedeflerin yetişkin tarafından bu etkinliklere gömüldüğü öğretim yöntemlerinin tamamıdır. Birçok doğal öğretim yöntemi vardır. Bunları bu yazıda uzun uzun yazmak yerine genel hatlarıyla "doğal öğretim"den bahsedeceğim.
İbrahim Hoca seminer boyunca doğal öğretimin yetişkin tarafından bütün bir gün uygulanmasının önemi üzerinde durdu. Hak verirsiniz ki çocuk ile bir gün içinde en fazla vakit geçiren kim ise onun etkisi çocuk üzerinde daha fazla oluyor. Bu nedenle; beraber geçirilen uzun zamanların kalitesini de yetişkinin davranışları belirliyor. Yetişkin okuldan aldığı ödevleri doğal öğretim ile evde uyguladığında öğrenilen becerilerin kalıcılığı ve genellenmesi alınmış oluyor. Okulda yapılandırılmış ortamda verilen bilginin evde de aynı şekilde çalışılması genelde hiçbir işe yaramıyor. Çocuklarımız okulda öğrendiklerini günlük hayatlarında uyguladıklarında daha iyi öğreniyorlar.
Temel prensip de aslında bu.

Doğal öğretim yönteminde çeşitli stratejiler kullanıyoruz. Burada hedef; çocuğumuzun günlük rutinleri içinde farkında olmadan yeni şeyler öğrenmesi. Örneğin okulda sarı kavramı çalışılırken öğretmeniniz size bunu evde tekrar etmenizi önerdiğinde yapacağınız en güzel şey bunu günlük rutinlere gömmektir. Kıyafetleri beraber katlarken sarı tişörtün sarı olduğunun vurgusunu yapmak, yemekteki mısır tanelerinin sarı olduğunu vurgulamak gibi. Eksik bırakma, beklenmedik şaşırtıcı durumlar yaratma, sınırlı oranda verme gibi birçok stratejiden söz edebiliriz doğal öğretimde. Bu stratejilerle ilgili ayrıntılı bilgiyi ise yine İbrahim Diken hocamızın "Erken Çocukluk Döneminde Doğal Ortamlarda Öğretim" ve "Okul Öncesi Çocuklar İçin Doğal Ortamlarda Öğretim Teknikleri" adlı kitaplarından edinebilirsiniz.
Bu yazıyı okuduktan sonra yapmanız gereken ilk iş öğretmeninizden ödevlerinizi eğer çocuğunuzun gelişimine uygunsa doğal öğretimi kullanabileceğiniz şekilde vermesini talep etmek. Öğretmeninizden doğal öğretim ile ilgili de bilgi alabilirsiniz. Çocuğunuzun uygun olup olmadığını, sizin buna hazır olup olmadığınızı öğretmeniniz/özel eğitimciniz zaten söyleyecektir.
Size fikir verecek ve farklı bir konuda düşünmenizi sağlayacak, farkındalık yaratacak bir konu olduğunu düşünüyorum.
Umarım bu yazım da farkındalık yaratıp size farklı bir fikir vermiştir. Soru, görüş ve önerilerinizi bekliyorum. Şimdiden kolaylıklar, sevgiler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Metreküp – Kilogram Çevirme – Hesaplama Tablosu

Ağırlık birimleri hesaplama cetvelinden kilogramı metreküpe çevirme ve metreküpü kilograma çevirme örnekleri aşağıda yer almaktadır. METREKÜP KİLOGRAM ÇEVİRME ÖRNEKLERİ Aşağıda kullanılan metreküp – kilo çevirme formülü ayrıntılı değerlendirmeler dikkate alınmadan hesaplanmıştır. Yani halk arasındaki tabir ile düz hesaptır. Dolayısıyla bilimsel çalışmalarda dikkate alınmamalıdır. 1 m3 kaç kilogram eder?    1000 kg eder 2 m3 kaç kilogram eder?    2000 kg eder 3 m3 kaç kilogram eder?    3000 kg eder 4 m3 kaç kilogram eder?    4000 kg eder 5 m3 kaç kilogram eder?    5000 kg eder 6 m3 kaç kilogram eder?    6000 kg eder 7 m3 kaç kilogram eder?    7000 kg eder 8 m3 kaç kilogram eder?    8000 kg eder 9 m3 kaç kilogram eder?    9000 kg eder 10 m3 kaç kilogram eder?    10000 kg eder 11 m3 kaç kilogram eder?    11000 kg eder 12 m3 kaç kilogram eder?    12000 kg eder 13 m3 kaç kilogram eder?    13000 kg eder 14 m3 kaç kilogram eder?    14000 kg eder 15 m3 kaç kilogr

1 Metreküp Kum Kaç El Arabası – Kaç Kürek Yapar

Ağırlık formülleri örnekleri rehberinden 1 metreküp kum – kürek çevirme ve 1 el arabası kum – kürek ölçüleri hesaplama ve birim çevirme ile ilgili bilgiler aşağıdaki satırda bulunmaktadır. 1 METREKÜP KUM – EL ARABASI – 1 METREKÜP KUM ÇEVİRME 1 metreküp kum kaç el arabası yapar? 20 el arabası eder. 1 el arabası kum kaç metreküp yapar? 0,5 m3 eder. 1 METREKÜP KUM – KÜREK – 1 METREKÜP KUM   ÇEVİRME 1 metreküp kum kaç kürek yapar? 400 kürek eder. 1 kürek kum kaç metreküp yapar? 0,005 m3 eder. Hesaplamada yararlanılan terimler: kaç metreküp kumdur, kaç el arabasıdır, kaç kürektir Hesaplamada yararlanılan kısaltmalar: Metreküp’ün kısaltması m3, El arabası’nin kısaltması ea, Kürek’ın kısaltması kürek Burada 1 metreküp kum – kürek hesaplama ve 1 metreküp kum – el arabası hesaplama örnekleri verilmiştir. Bu sayfada alan 1 metreküp kum hesaplama tablosu ve birim çevirici değerleri yaklaşık değerlerdir ve dolayısıyla kesin rakamları ifade etmez. Formüller vasıtasıyla hesaplanmış ol

Ustalık Belgesi Alma Koşulları

 Ustalık Belgesi Alma Koşulları Denklik İşlemleri Yeni Yönetmeliğe Göre Ustalık Belgesi Nasıl Alınır? Kimler Alabilir? Ustalık Belgesi Kapsamındaki Meslekler, Denklik Yoluyla Nasıl Alınır, Kapsamındaki Meslek Dalları Hakkında Sorularının Cevabı İçin Yazımızı Okumaya Devam Edeniz. Ustalık Belgesi Sahipleri Mesleklerinde Bağımsız İşyeri Açabilirler. Yanlarında Çırak Çalıştırmak İsteyen Belge Sahiplerinin Usta Öğreticilik Belgesi Alması Gereklidir. Usta Öğreticilik Belgesi Alma Şartları İçin Buradaki Yazılarımızı Okuyabilirsiniz. Kalfalık Ve Ustalık Sınavları Mesleki Eğitim Merkezleri Yılda 6 Kez, İki Ayda Bir Yapılır. Ustalık Sınavı Tarihleri En Geç 1 Hafta Önceden İlan Edilir. Sınavlarda Başarılı Olanlar Belge Alırken, Başarısız Olanlar Bir Sonraki Eğitim Döneminde Sadece Başarısız Oldukları Derslerden Sınava Girerler. Bir Adayın 4 Yıl 12 Dönem Sınava Girme Hakkı Bulunmaktadır. Bu Süre Zarfında Sınava Girmeyenler Haklarını Kaybederler. Hastane, Hapishane, Askerlik Ve Benzeri Sınava Gire